11 Mayıs Pazar… Anneler Günü.
Mağazalarda indirimler, reklamlarda çiçekler, sosyal medyada sevgi dolu cümleler…
Ama Anneler Günü sadece alınacak bir hediye, paylaşılacak bir fotoğraf, yazılacak birkaç satır değil.
Bu gün, kalbinin en kırılgan yerine dokunan bir gün.
Annesine sarılabilen için şükür günü,
Sarılamayan için dua günü…
Henüz anne olmayanlar için bir umut,
Anne olamayanlar içinse içe akan bir sessizlik günü…
Ama bugün sadece kutlama değil, bir yüzleşme günü de olmalı.
Bir evlat olarak unutmamalıyız:
Anneye "öff" demek kolaydır bazen,
Ama bir gün olur, o sesi özlemeyi bile çok görür hayat…
Anneler yaşlanır…
Hafızaları yavaşlar, dilleri keskinleşir. Belki istemeden kırıcı sözler söylerler.
İşte o an, bir evlat olarak dilimizi tutmak, kalbimizi genişletmek zorundayız.
Anneye küsülmez.
Annenin üzerine gidilmez.
Çünkü o an, dilimizden dökülen her kelime, onun kalbine hançer gibi saplanır.
Ve bir gün, af dilemek için yanına vardığınızda…
O koltuk boş olabilir.
Anneler, ne kadar kırarsak kıralım, yine de bizi affederler.
Ama biz, onları kırdığımızı fark ettiğimizde…
Kendimizi affetmek yıllar alabilir.
Bazıları bugün annesine sarılabilecek.
Bazıları ise annesinin mezar taşına çiçek bırakacak.
Bazıları anne olmanın ne demek olduğunu yeni öğrenecek.
Bazıları da hâlâ içinde bir bebek hayalini yaşatacak.
Unutmayalım…
Anne, sadece doğuran değil;
şefkatiyle büyüten, sevgisiyle koruyan, dualarıyla yaşatan kişidir.
Bugün, sadece hediyeler değil;
bir özür, bir teşekkür, bir sessiz sarılış yeter annelere.
Çünkü onlar her şeyi unutur…
Ama evladın kalbinden gelen sevgiyi asla…
Ve sen ey okuyucum,
Eğer hâlâ annen yaşıyorsa, bugün onun gözlerinin içine bak ve hiçbir şey demeden sarıl.
Çünkü bir gün gelir, o gözleri görebilmek için tüm ömrünü verirsin.
Anneleri yaşayanlara sabır, anneleri yaşayanlara kıymet, anne olmayı bekleyenlere umut diliyorum.
Bir gün değil, her gün…
Her şeyin en güzeline layık olan annelere…
Yorumlar
Kalan Karakter: