Bir sabah vapurda bir lise öğrencisinin elinde telefon yerine kitap tuttuğunu görmüştüm. Sayfaları öyle iştahla çeviriyordu ki, yanındaki simitçinin taze susam kokusu bile kitabın cazibesini gölgeleyemiyordu. O an aklıma şu cümle düştü:
“Okursan ekmek seni bulacak, okumazsan ekmeği sen arayacaksın.”
Kulağa ilk bakışta mecaz gibi geliyor. Oysa hayatın en çıplak gerçeği bu. Çünkü okumak yalnızca bilgi edinmek değil; ufku genişletmek, doğruyu yanlıştan ayırmak, yolunu aydınlatmak demek. İnsan, karanlık bir sokakta yürürken elinde fener taşır. İşte okumak, zihnin feneridir.
Ekmek Neyin Simgesi?
Buradaki ekmek yalnızca karnımızı doyuran somun değil.
Ekmek, hayatın rızkı, meslek, saygınlık, güven ve yarınlara umut demek. Sen okursan; yani öğrenmeye, araştırmaya, meraka aç kapılarını, o ekmek seni bulur. Kapını çalar, “Ben geldim” der. Çünkü toplumun, iş dünyasının, hatta dost meclislerinin aradığı insan “okuyan insandır.”
Okumazsan? O zaman sabahın köründe telaşla sokak sokak iş arayan, kapı kapı dolaşan, çoğu kez de eli boş dönenlerden olursun. Sadece iş değil, dostlukta da, aşkta da, hayatta da hep “eksik kalan” olursun. Çünkü düşünmeyen, okumayan insanın sözleri kısa, yolları dar olur.
Okumak Lüks Değil, Zorunluluk
Kimi zaman şu yanılgıya düşüyoruz: “Okumak öğretmenler için, akademisyenler için, öğrenciler için gerekli.”
Hayır. Okumak, ekmek gibi su gibi, herkes için zorunluluk.
Bir çiftçi de okumalı, çünkü toprak bilgisi olmadan bereket azalır. Bir esnaf da okumalı, çünkü müşteriyle iletişimini ancak kelimelerle güçlendirebilir. Bir anne-baba da okumalı, çünkü çocuğunun kalbine ve zihnine rehber olacak en sağlam pusula kitaplardır.
Bugünün Çocuğu, Yarının Babası
Okumayan bir genç, yarının çocuklarına verecek söz bulamaz. Çocuk “Baba, neden çalışıyoruz?” diye sorar, baba ise kitaplardan, hayattan, hikâyelerden süzülmüş bir cevap veremez. Oysa okuyan bir baba ya da anne, çocuğunun gözlerine bakıp diyebilir ki:
“Çalışıyoruz çünkü emek kutsaldır. Okuyoruz çünkü insanın içini besleyen tek şey bilgidir. Karnımızı ekmek doyurur, ama zihnimizi kitap.”
Son Söz
Şunu unutma: Hayat, ekmeğini senin ayağına getirecek kadar cömerttir, ama bunun tek şartı var: Okumak.
Okumazsan; bir ömür ekmek peşinde koşarsın. Okursan; ekmek seni bulur, onurunla, emeğinle, alın terinle birlikte sofrana oturur.
Ve işte o zaman, karnın doymakla kalmaz, zihnin de doyar.
Yorumlar
Kalan Karakter: