Sustum.
Bir çocuğun sustuğu gibi sustum.
Korkudan, çaresizlikten, “belki düzelir” umudundan…
Görücü usulü bir evliliğin içine çocuk yaşta itilmiş bir genç kızdım. Eşimin ailesinin karanlığına, yoksulluğa, madde bağımlılığıyla örülmüş o kirli çemberin ortasına düştüm. Sustum, çünkü ailemdi. Sustukça mutlu olacaklarını sandım.
Anne olduğumda daha da sustum.
Çünkü anneler ağlamaz; çocuklar duymasın, korkmasın diye her acıyı içine gömer ya… Ben de öyle yaptım. Gözyaşlarımı evlatlarımın gülüşlerinde sakladım. Eşim işsiz kaldı, öfkesini benden çıkardı, yıprandım… Hırpalandım. Yine sustum.
Sonra bir gün nefesim yetmedi.
Yüreğim daraldı, karanlık sardı etrafımı.
Bir an, “bıktım” dedi ruhum.
Ölmekle yaşamak arasında savrulduğum o hatada, hayatın kıymetini öğrendim. Geri dönmek, yaşamak, savaşmak için pişmanlığımla yeniden doğdum.
Bugün artık susmuyorum.
Çünkü sustukça bitiyoruz.
Sustukça yok sayılıyoruz.
Sustukça suçlu biz oluyoruz.
Benim mücadelem, sadece kendime değil; her susan kadınadır. Titreyen dizlerimin üzerinde durmayı öğrendim. “Yapamam”la başlayan cümlelerimin sonuna bugün gururla “yaptım” diyorum. Çocuklarımı büyüttüm, kendimi büyüttüm, yeniden doğdum. Okuyorum, öğreniyorum, güçleniyorum. Ve biliyorum: Azim, insanın kaderini değiştirir.
Bu satırlardan, bir köşede dizine kapanıp sessizce ağlayan kadınlara sesleniyorum:
Susma. Susturma.
Çünkü kadın erkek eşittir.
Çünkü insan olarak hür doğduk, hür yaşayacağız.
Çünkü hakkını sen aramazsan kimse senin yerine aramaz.
Adalet yol ister, cesaret ister, sabır ister.
Ama en çok kendine inanmayı ister.
Ben bugün bir ses olmak için buradayım.
Karanlıklara gömülmüş umutlara bir mum yakmak için…
Çocuklarını kucaklayıp hayata tutunan her kadına “Yaparsın!” demek için…
Biz susmayacağız.
Biz ezilmeyeceğiz.
Biz var olacağız.
Ve unutma:
En güçlü bağırış, duyulmayan fısıltıdır. İçindeki sesi duy. Ayağa kalk. Yaşa. Var ol.
Yorumlar
Kalan Karakter: