Bazı hayatlar vardır… Sessizdir, görünmezdir, kalabalığın içinde kimsenin duymadığı derin bir iç çekiş gibi geçer. Fakat o sessizliğin ardında bir mücadele, bir direniş, bir yeniden doğuş saklıdır.
Benim hikâyem de işte o buğulu pencerelerin ardında başladı.
Gecekondu bir evde, sekiz kardeşin ilki olarak dünyaya geldim. Daha çocuk yaşta hastalıkla tanıştım, sakat kaldım ve bu durum kaderimin satırlarını daha ben okumadan yazmaya başlamıştı bile. Okul yolunda, sokakta, arkadaşlar arasında… “Topal” diye seslenişler kulağımı yaktı, çocuk kalbimi paramparça etti. İnsan bazen en derin yarayı bir çocuğun acımasız sözcüklerinden alıyor.
Sonra büyümedim… Büyütüldüm. Oyuncaklarımı bile tam tanıyamadan gelin oldum. Sevmeyi bilmeden sevilmeyi bekledim. Derme çatma bir evde, yoksulluğun soğuğunu örten tek şey; kucağıma verilen minik bir canın sıcaklığıydı. Oğluma anne oldum, kendime değil… Çünkü kendime annelik edebileceğim bir çocukluğum hiç olmadı.
Bir sonbahar günü, yorgun bedenimi ve kırgın ruhumu ailemin yanına götürdüm. Sobanın çıtırtısı, camın buğusu, dışarıya düşen sarı yapraklar… Bir insanın kendi hayatını en net gördüğü anlar bazen böyle küçük detaylarda saklıdır. Buğulu cama elimle dokunduğumda içimde bir cümle belirdi:
“Benim hayatım bu buğulu pencere…”
Anam elini başıma koydu.
“Kaderin… çekeceksin.”
O an bir karar aldım.
Ben çekmeyecektim. Ben sabredecektim. Güçsüzlüğe değil, yüzleşmeye sabredecektim. Sesim duyulmasa da çığlıklarımı içime gizleyecektim. Ama bir gün bitecekti. Çünkü insanın kaderi, çabasıyla şekil alırdı.
Yıllar geçti… Yıkıldım, toparlandım, yeniden düştüm, yeniden ayağa kalktım.
Ve bugün, bu satırları yazarken biliyorum ki:
Ben geçmişimi öldürdüm.
Küllerini savurdum.
Kendimi yeniden doğurdum.
Artık bir kadın değil sadece…
Bir anne, bir savaşçı, bir hayal kuran ve hayalinin peşinden yürüyen biriyim.
Bir çatı, sıcak bir aş, huzur dolu bir ev…
Rabbim, kuluna hayal ettirdiğini nasip eder.
Benim de bugün sabah güneşine baktığımda içimde yanan bir ışık var.
Çünkü biliyorum:
Her yeni sabah, acılarla döşenmiş yolların bile sonunda bir başlangıç saklar.
Ve ben o başlangıca adım attım.
Geçmişimle vedalaştım, geleceğe doğdum.
Bu yazıyı okuyan her kimse, şunu unutmasın:
İnsan kaderini değiştiremez derler… Belki doğrudur.
Ama insan, kaderi karşısındaki duruşunu değiştirirse, işte o zaman hikâye tamamen değişir.
Ben değiştirdim.
Şimdi sıra sende.
Yorumlar
Kalan Karakter: