Bekliyoruz efendim, herkesin beklediği gibi biz de bekliyoruz. O muhteşem, o ihtişamlı, o cafcaflı zamanı. 

Köşemizde sessizce seyretmekteyiz sergilenen filmi. İtiraz yok, başkaldırmak hiç yok, kazan devirmek yakışmaz bize. Senaryoya müdahale edemediğimiz için sadece seyretmekle yetiniyoruz olup bitenleri. Nasıl olacağını, nerede duracağını, kimin kazanacağını şimdilik bilmiyoruz ancak şartlar net ve aleni. Sonucu hep beraber merak ediyoruz. 

Adil mahkemenin vereceği sonucu merak etmiyor değiliz. Şimdiden haklıyı haksızı ilan etmeye gerek yok. Çünkü kıyamet henüz kopmadı, henüz terazi kurulmadı, henüz hesap kitap işi ele alınmadı. Zamanını bilmiyorum ancak uzak olduğunu da düşünmüyorum.

Var mı itirazı olan?

İman edenler ile inkar edenler henüz birbirinden tefrik edilmedi. Kimin müjdeye nail olduğu belli olmadığı gibi kimin uyarıyı hakkettiği de henüz beli değil. Senaryonun sonunda nimetlere gark olmak da var mahzun ve hüzün karışımı bir bakışı etrafa savurmak da. Ancak: “(Allah, şöyle der:) “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!” (Yasin/59) ayetinin tecelli etmesini bekliyoruz herkesin beklediği gibi. Adalet bunu gerektirir. 

Var mı itirazı olan? 

Dünya bir oyundur. Hayat bu oyunun özgürce sergilendiği mekandır. Bu tiyatronun baş aktörü biz insanlarız. İstesek de istemesek de sahneye çıkarıldık. İtiraz yok, oyunbozanlık yok, oynamıyorum deme hakkına da sahip değiliz. Çünkü: “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Al-i İmran/189) 

Var mı itirazı olan?

Sahne hazır, dekor mükemmel, gerekli alet ve edevat tam takır, şartlar herkes için eşit. İyi rol Allah tarafından yazılmış, Peygamber tarafından nasıl sergileneceği en ince noktasına kadar tarif edilmiş, isteyen bu rolde oynayabilir, isteyen de sırt dönebilir. Nitekim Yüce Allah: “De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.” (Kehf/29)

Var mı itirazı olan?

Kötü rolü tercih eden insanlar için şeytan ve avaneleri tarafından cafcaflı albenili bazı metinler kaleme alınmış, hazır bekliyor kenarda. İsterlerse kendileri de yazabilirler kimi metinleri, isterlerse bir arkadaştan da nemalanabilirler. Tam anlamıyla bir tercih meselesi. Tercihte şimdilik zorlama yok. Çünkü Yüce Allah: “Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.” (İsra/13) diye ferman buyurmuş.

Var mı itirazı olan?

Biz de bekliyoruz efendim. Kimlerin hangi rolü niçin tercih ettiklerini biz de merak ediyoruz. Sonucun nasıl olacağını, uyarının nasıl sonuçlanacağını dört gözle bekliyoruz efendim. Ancak hiç unutmuyoruz ki: “O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.” (Yasin/65) ayetin tecelli edeceği zaman kendi senaryosunu kendisi yazan ve yine kendi senaryosunu oynayan insanların halini şimdiden seyretmek ne acı: “O gün vay yalanlayanların haline!” (Mürselat/37)  

Var mı itirazı olan?

Kendi aleyhinde yapılacak şahitliği şimdiden seyretmek çok garip geliyor insana. Buna olan inancım sonsuz. Ne buyurmuşsa Rabbül alemin baş göz üstüne. Hepsi gerçek ve hepsi hak. Kaçış olmayacağı gibi itiraz da kabul edilmeyecek. O günü kimi insan kendi kendilerine kızacak: “Onlar derilerine, “Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?” derler. Derileri de der ki; “Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu. İlk defa sizi O yaratmıştı ve yine yalnızca O’na döndürülüyorsunuz.” (Fussilet/21)

Var mı itirazı olan? 

Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağı o hesap gününü bizler de bekliyoruz efendim. Sizler de bekliyor musunuz? Umuyor musunuz söylenenlerin tamamının gerçekleşeceğini? Ben umuyorum ve inanıyorum. Hatta yazılan senaryoya uymayan insanları şimdiden tanıyorum. “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?” Allah, “Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der.” (Ta-Ha/124-126) 

Var mı itirazı olan?

İtirazı olan şimdiden önlemini alsın. Senaryoda kendisine biçilen rolü düzgün oynasın. Başka senaryolara, başka sahnelere, başka senarist görünümlü oyunculara tevessül etmesin.

Var mı itirazı olan?