Dün, TYB'deki Mehmet Kurtoğlu sohbetinden sonra Mahmut Kaya ve Tahir Coşandal ile beraber Aşağı Çarşı'ya kadar yürüdük.

Gümrük Hanı'nda bazı dostlarla muhabbet ettik.

"Aşağı Çarşı", Haşimiye Meydanı ve ötesindeki bütün çarşı ve pazarların, halk dilindeki genel adı. Eski Urfa'nın alışveriş merkezi.

Her türlü giyim kuşam, ev eşyası, taze, kuru gıda ve attariye malzemesini bir arada bulmak mümkün.

Adeta kocaman bir AVM, fakat modern AVM'lerden çok farklı.

Hanlardan, kapalı ve açık çarşılardan, eğri büğrü yollardan, birbirine bitişik küçücük dükkanlardan ve işyerlerinden oluşuyor.

Dükkanlar çok dar olduğu için hemen hepsinde satılan veya kullanılan mallar ve eşyalar dışarıya taşıyor.

AVM'lerin temizliği ve düzeni buralarda yok.

Aksine yolları da dükkanlarının içi de karmakarışık.

Oralarda sürekli çalan tek tip müzik yerine burada yoğun bir insan sesi var.

Oralarda marka eşya ve gıda satılırken burada marka değil, ihtiyaç ve bütçe öne çıkıyor.

Oralara daha çok şehirli, okumuş, zengin ve genç kesimler giderken burası daha çok yoksul, köylü ve nispeten yaşlı nüfusa hitap ediyor.

Öyle değil ama yine de AVM'ler bende hep tüketim çılgınlığını hatırlatırken Aşağı Çarşı herkesin ancak zorunlu ihtiyaçlarını karşıladığı bir yer.

Doğrusu temizliğe, düzene ve sessizliğe düşkün biri olduğum halde AVM'lerden hiç hoşlanmıyorum. Şimdiye kadar çok az ve mecburen gitmişimdir.

Bunun benim yaşımla, aldığım kültürle, belki biraz branşımla ilgili olduğunu düşünüyorum.

Yoksa AVM'lere karşı olmadığım gibi oralara gidilmesine ve gidenlere de bir itirazım yok.

 

Fakat ben Aşağı Çarşı'yı çok seviyorum. Eski havası, kalabalığı, karmaşası, doğallığı, alçakgönüllülüğü, samimiyeti, kokusu, ucuzluğu, her şeyi hoşuma gidiyor.

Her yeri güzel. İsotçu Pazarı ve Attar Pazarı ise en sevdiğim yerlerinden. Gümrük Hanı'nın yeri de bir başka tabii.

Yine çok güzeldi.

Çok kalabalık.

Yerli ve yabancı turistlerle dolu.

Kimi kış için son hazırlıklarını yapıyor.

Kimi de gezip eğleniyor.

Oraya kadar inip de alışveriş yapmamak olmazdı. Birkaç bir şey aldık.

Biri de lolaz. Bilenler bilir lolazı. Mevsimi geliyor. Yeşillik, turp, kuru isot veya isot reçeli, yanı sıra ayran... Tadına doyulmaz.

Güzel bir gündü.