Okullarda matematik dersinde “bir kentten ötekine kaç saatte gidilir?” şeklinde sorular sorulur, mantıklı bir formülle işlem yapılıp ona göre soru çözülür. Formül bilinince binlerce soru çıksa aynı yolla sorunun çözümü kolaylıkla yapılabilir.

Bazı şeylerin hayatta karşılığı yoktur. Mesela şimdi en kral matematikçi çıksa bir partiden ötekine kaç saatte gidildiğini açıklayamaz. Zaten bu iş matematik işi değil.

Televizyonu açıyorsun, gazeteye bakıyorsun, radyoyu dinliyorsun “filanca parti yönetici ve ileri gelenleri şu partiden şu partiye geçti” şeklinde haberlere rastlamaya başladık, hadi hayırlısı!

Bir fikrin koyu savunuculuğu yapan, en ön saflarda göğsünü siper eden biri, kendisine partide başkanlık ya da vekillik verilmedi diye baştan sona değişiyor. Bu işin başını da kadınlar çekiyor maalesef! Meydanlarda karşı olduğu, hatta yerden yere vurduğu partiye gidip aday olmak için de takla atıyor.

Bir zamanlar ülkücü bıyığı bırakıp evini Türk bayraklarıyla süsleyen, kurt işareti yapıp sosyal medyada fotoğraflar paylaşan tanıdıklar şimdi Hdp'yi destekliyor diye ona "sen satılmışsın, sen kaypaksın" diyorlar.

Yine aynı şekilde bir zamanlar Hdpli olup zafer işareti ile resimler paylaşan ama son zamanlarda Akp'ye Mhp'ye geçen tanıdıklar da var. Onlar da buna "sen satılmışsın, kaypaksın" diyor!

Saadet’ten Chp’ye, Mhp’den İyi partiye geçenleri saymıyorum bile, en kolay yapılan iş bunlarınki olsa gerek!

Ben "hangisi daha kaypak" ya da "hangisi daha satılmış" diye sormuyorum. Beni de ilgilendirmiyor, bu onların kendi tercihleri. Ne desteklerim, ne saygı duyarım.

Kişisel veya toplumsal çıkarını önde tutup parti de değiştirebilir insan, fikir de! Bu onlara kalmış!

Ya da birilerine kızıp "o varsa ben artık yokum" diyerek zıt fikri destekleyenler de vardır ki en bilinçsiz olanları bunlardır. (Bu işin başını da kadınlar çekiyor maalesef!)

Ama ikisi de sanki kahramanmış gibi, sanki herşeyi biliyormuş gibi havalara giriyor ve bizi keriz yerine koymaya çalışıyor ya, işte tuhaf olan bu!

Atatürkçüyle Atatürkçü, Kürtle Kürt, Türkle Türk, sağcıyla sağcı, solcuyla solcu, ateistle ateist, dinciyle dinci olan tipler de var, en tehlikelileri, en karaktersiz ve şerefsizleri de bunlardır!

Genelde “malı” ve “makamı” bunlar götürürler. Her telden çaldıkları için her dönem iktidar olmasalar bile iktidarların nimetlerinden faydalanırlar.

Aslında her insan vakti zamanında hata yaptığını, yanlış yolda olduğunu anlayabilir ve bunun sonucunda fikrini revize edebilir, değiştirebilir. Ya da yanlış düşündüğünü yanlış bildiğini fark edip hatadan dönmüş olabilir.

Fakat bu her ikisi için de geçerlidir.

Ancak bunların kavgaları, birbirlerine laf sokmaları ya da birbirlerine üstünlük taslamaya çalışmaları tuhaf.

Urfalıcası; kör köre cırt demiş!