Diyanet İşleri Başkanlığı
Türkiye Laik ve Demokratik bir ülkedir. Kanun ve kuralları, iş ve işlemleri, yönetim şekli bu minvalde şekillenmektedir. Laik ve Demokratik devletlerinin kanun ve kuralları İslam şeriatına dayandırılmayan yönetim biçimleri olduğunu bilmem vurgulamaya gerek var mıdır? Başka bir ifadeyle bu minvalde kurulan devletlerin topladıkları vergiler dâhil icra ettikleri iş ve işlemler Kur’an ve sünnete göre düzenlenmiş değildir. Hatta bu gibi devletlerin iş ve işlemlerini yürütürlerken, kanunlarını şekillendirirlerken, suç işleyen vatandaşlarına ceza-i müeyyideleri uygularlarken İslam’dan fetva almaya gerek duymadıkları gibi ihtiyaç olarak da görmezler.
Helal ve haram kavramları İslam dinine ait iki kavramdır. Helal, yapılması gerekenleri ifade eden bir kavram olduğu gibi haram kavramı da yapılmaması gereken fiilleri ifade eden bir kavram olduğu hepimizin malumudur. Laik ve Demokratik devletlerin iş ve işlemlerini yürütürlerken helal ve haram kavramları söz konusu olmamaktadır. Toplanan vergiler, İslam dininin belirlediği kurallar çerçevesinde toplandığını da kimseler iddia edemez. Hatta bunu iddia etmenin suç olduğunu söylemeye gerek duymuyorum. Zekât ve sadakaya karışmadıkları gibi iş ve işlemlerini ayet ve hadis ile de çözmeye de çalışmazlar.
Bu, son derece önemli bir meseledir. Bilmek gerek, kavramak gerek.
Türkiye Devletinin gelirlerinin büyük bir kısmını faizden sağladığını hepimiz biliyoruz. Hatta dünyadaki en yüksek faizin Türkiye’de olduğuna da şahitlik yapıyoruz. Kaldı ki ayetlerden hareket ettiğimizde faiz; İslam dinine göre Allah ve Resulü’ne karşı açılan bir savaştır. Laik ve Demokratik devletlere göre ise faiz, vaz geçilmez bir kazançtır. Faiz, laik dünya düzeninin bel kemiğidir.
Laik ve demokratik devletler kazançlarının helal ve temiz olması konusunda her hangi bir çabaya girişmeye gerek duymazlar. Böyle bir dertleri de yok. Çünkü helal ve haram kavramları literatörden çıkarılmıştır. Devletin de devleti yöneten insanların da böyle bir kaygıya sahip olduklarını düşünmek safdillikten öte başka bir şey değildir. Yaptıkları iş ve işlemlerinin din ile uyumlu olup olmadığını denetlemek adına fetvaya müracaat ettiklerini de henüz görmüş, şahit olmuş değiliz.
Laik ve Demokratik ülkelerde kanun ve yasalara uygun olarak oynatılan kumardan, yürütülen piyangodan, işlenen zinadan da büyük gelirler elde edildiğini gayet iyi biliyoruz. Domuz etinin ticaretinden, içki gibi içeceklerin alım ve satımından da büyük oranda vergiler toplandığına hepimiz şahidiz.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Laik ve Demokratik bir devletin kanun ve yasaları ile kurulmuş bir kurumudur. Bu kurum bir karar vermelidir. Laik ve demokratik bir din mi anlatacak yoksa laik ve demokratik devletlerin karışmadığı bir İslam dinini mi dile getirecek?
Bu sorun, yüz yılın sorunudur. Bu sorun artık çözülmelidir. Ya devleti temsil eden bir kurum olmalıdır ya da İslam dinini temsil eden bir kurum olmalıdır.
Devletin tekelinden çıkmalıdır. Kur’an ve Sünnete uygun bir din anlatmalıdır. O yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı camilerde laik ve demokratik bir din anlatmak yerine, Allah ve Resulü’nün getirdiği İslam dinini anlatması kaçınılmaz bir görev olduğunu düşünüyorum.
Laik ve demokratik bir dinde içki, kumar, domuz eti, faiz ve zinadan alınan vergi paraları kutsaldır ve dokunulmazdır. Ancak bu haram yollarla elde edilen paranın İslam’da yeri yoktur, kutsal değildir ve “Beyt-ül mal” olarak tarif edilmeyi hak edecek bir konu da değildir. Bu rezil ve haram paranın doldurulduğu devlet kasasını Hz. Muhammed (s.a.v.)’in hadislerini çarpıtarak, mecrasından uzaklaştırarak, ilgi ve alakasız bir şekilde kutsal, temiz ve helal para ile doldurulan “Beyt-ül Mal” ile karıştırmaya da hiç gerek yoktur. Daha önce dile getirdiğim gibi Laik ve Demokratik bir devletler şeriatın temel prensiplerine ihtiyaç duymazlar. Diyanet İşleri Başkanlığının böyle resmi bir görevi yoktur. Devleti temize çıkarma, haramları helale evirme gibi bir ihtiyaç da henüz hâsıl olmuş değildir.
Devlete ait paranın çarçur edilmesi, iç edilmesi veya zimmete geçirilmesi İslam Dini ile ilgili ve alakalı bir mesele değildir. O yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı vatandaşlardan, devletin kasasındaki parayı eğitim ve öğretimin temel prensiplerinden biri olan “Erdemli Vatandaş” konusu üzerinden korunmasını isteyebilir. Bu konu başkadır. Ancak içki, kumar, faiz, domuz eti ticareti ve zinadan alınan paranın “Beyt-ül Mal” üzerinden korunmasını istemek bambaşkadır. Ne şeri kurallar ile uyuşmaktadır ne de Laik ve Demokratik devlet yapısına uygundur.
Diyanet İşleri Başkanlığı ya İslam dinini olduğu gibi anlatmalı ya da İslam’ın karıştırılmadığı laik ve demokratik bir dini dile getirmeye çalışmalıdır. Yüce İslam Dininin laikliğe ve demokratlığa ihtiyacı olmadığı gibi laik ve demokratik devletlerin de İslam Şeriatı gibi bir dine ihtiyaçları yoktur.
Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ve demokratlığı İslam dini potasında yoğurmaya, ayet ve hadisleri bu konuda evirip çevirmeye ne hakkı vardır ne de böyle bir görevi vardır.
Diyanet, Ya Tarafsız Bir Din Kurumu Olmalı Ya da Devletin Resmi Sözcüsü
Laik ve demokratik bir sistemde kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, artık net bir karar vermelidir: İslam’ı olduğu gibi mi anlatacak, yoksa devletin dini anlayışını mı halka sunacak? Faizden kumara, içkiden zinaya kadar elde edilen haram kazançlarla dolan devlet bütçesinin “Beyt-ül Mal” gibi sunulması ne dine ne de akla uygundur.
Yayınlanma :
27.06.2025 18:02
Güncelleme
: 27.06.2025 18:02


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: