Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesine bağlı Karahisar Mahallesi’nde, Göbeklitepe’nin izlerini taşıyan ve "yeni bir Göbeklitepe" olarak tanımlanan Harbetsuvan Tepesi'nde arkeolojik kazılar tüm hızıyla sürüyor. Şanlıurfa Müzesi Başkanlığı ve Doç. Dr. Bahattin Çelik’in bilimsel danışmanlığında yürütülen kazılarda, milattan önce 9000-8200 yıllarına tarihlenen önemli bulgulara ulaşıldı.
Harbetsuvan Tepesi’nde bugüne kadar Göbeklitepe’nin son evresine tarihlenen tapınak alanları, çakmak taşı ve obsidyen gibi küçük buluntuların yanı sıra mimari açıdan oldukça dikkat çekici dikdörtgen ve kare planlı yapılar ortaya çıkarıldı. En çarpıcı unsurlar ise Göbeklitepe’de olduğu gibi T biçimli, yüzeyleri düzeltilmiş kireçtaşından yapılmış dikilitaşlar. Bu taşlardan birinin üzerinde el parmakları ve kemer tasviri yer alıyor.
Yaklaşık 6 dönümlük bir alanda süren kazılarda, dönemin basit tarımcı köy topluluklarına ait yaşam izleri bulunuyor. Çanak çömlek öncesi Neolitik B dönemine ait olan bu yerleşimde, tapınak alanlarının yanı sıra depolama alanları ve çok sayıda yabani hayvan kemiği de gün yüzüne çıkarıldı.
Harbetsuvan Tepesi yalnızca yapılarıyla değil, çevresinde yer alan av tuzaklarıyla da dikkat çekiyor. Neolitik dönem insanlarının, büyük taş bloklarla oluşturulan dar koridorlar sayesinde yabani hayvanları ovadan dağın kayalık bölgesine sürerek avladıkları düşünülüyor.
Şanlıurfa kent merkezine 53 kilometre uzaklıkta ve Karahan Tepe’nin yaklaşık 7 km güneybatısında yer alan bu alanın, Karahan Tepe’nin bir uydu yerleşimi olabileceği değerlendirilirken; geçmişte yapılan kaçak kazılar nedeniyle bir kısmı tahrip olmuş durumda.
Uzmanlar, Harbetsuvan Tepesi’nin de tıpkı Göbeklitepe gibi Neolitik dönemin kutsal merkezlerinden biri olabileceğini belirtiyor. Yapılan her yeni kazı, bölgenin tarihini yeniden yazmaya aday.
Yorumlar
Kalan Karakter: