ŞANLIURFA - Türkiye'nin ilk yerel kanalı olan Şanlıurfa Radyo Televizyonu’nu (ŞRT) 1990 yılında kuran Abdulvahap Yoltay’ın hat sanatına merakı bir sergiye katılmasıyla başlamış. Şanlıurfa Güzel Sanatlar Galerisi’ndeki sergideki eserleri görünce derinden etkilenen 65 yaşındaki Yoltay, hobi olarak başladığı hat sanatını çok sevmiş. 26 yıldır hat sanatıyla uğraşan Yoltay, önce kağıda yazdığı sureleri, besmeleyi ve motifleri daha sonra ahşaba işliyor.
Yoltay, Balıklıgöl Platosu’nda küçük bir atölyede uzun yıllardır icra ettiği mesleğini ve eserlerini BİHA’ya anlattı.
Abdulvahap Yoltay, hat sanatının sabır gerektiren bir zanaat olduğunu söyledi.

Hat sanatı mesleğini severek yaptığını belirten Yoltay, bu işe nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Ben 1990’da Şanlıurfa Radyo Televizyonu’nu (ŞRT) kurdum. Türkiye’nin ilk yerel televizyonudur. Televizyonculuk dönemimizde Şanlıurfa Güzel Sanatlar Galerisi’nde bir sergiye katıldım. Sergideki ürünleri görünce etkilendim. 1996’dan bugüne hobi olarak yapmaya da devam ediyorum. Bu sanatın ismi hat sanatıdır. Hat sanatı Osmanlı döneminden bugüne kadar gelen bir sanattır. Sanatı çok sevdim, çok da meraklısıyım. Hocamdan teknik kısımları öğrendikten sonra kendi kendime çalışmaya başladım ve geliştirdim.

Yoltay, mesleğin inceliğini görenlerin hat sanatına daha fazla ilgi duymaya başladığını belirterek, “Bu sanat çok sabır gerektiren bir iş” dedi.
Kağıda yazdığı ayetleri, sureleri, duaları ve motifleri daha sonra özel testeresiyle yavaş yavaş ahşaba işleyen Yoltay, bazen günler süren kesme, zımparalama ve vernikleme işleminin ardından eserlerini ortaya çıkardığı ifade etti.

Oltay, sabırsız bir insanın hat sanatını icra edemeyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir insan ben sanatı icra edeceğim dediği zaman yüzde 50 yapmıştır. Yapmaya başladığı zaman yüzde 25 el becerisi, yüzde 25 ise kendisinin yapacağı hükümdür. İnsan istediği zaman her şeyi yapabilir. İnsan sabrı bu işlerde öğrenir. Bir parçayı kesip, biçip, harfleri tek tek zımparalamak ve bu harfleri tek tek işlemek sabır gerektiriyor. Bir ürünü yapınca daha iyisini yaparım düşüncesi oluşuyor ve yapıyorum”.