Şanlıurfa'daki tarihi ve turistik öneme sahip Barutçu Hanı’nın geçmişi 16. yüzyıla kadar gidiyor.

Tarihi İpekyolu üzerinde Osmanlı mimarisiyle inşa edilen Barutçu Hanı, dönemin önemli ticaret merkezi Urfa'da tüccarlar tarafından o zamanlar hem ticaret hem de dinlenme amaçlı kullanıldı. 

Urfa'daki festival ilklere gebe: Bir ilk daha yaşandı Urfa'daki festival ilklere gebe: Bir ilk daha yaşandı

Tarihi Kapalı Çarşı içerisindeki Demirciler Pazarı'nın kuzeyinde yer alan Barutçu Hanı, Türkiye’deki ender bulunan üç katlı hanlardan biri. Benzeri İstanbul ve Bursa’da var. Başka örneği yok.

Tarihi yapı, inşa edildikten sonraki dönemde Yahudi bir aile tarafından işletilmesi nedeniyle halk arasında "Yahudi Hanı", bir dönem de "Delilan Hanı" olarak anıldı.

Kurtuluş Savaşı döneminde cepheye gönderilen barut ve askeri malzemelerin burada tutulmasının ardından tarihi yapı, "Barutçu Hanı" ismini aldı. 

Dikdörtgen planlı han, avlu üzerine inşa edilen sıralı odalardan oluşuyor.

TURİZME KAZANDIRILMASI İÇİN SEFERBER OLUNDU

Yarım asırdan bu yana küçük işletmelerin bulunduğu han zamanla yıprandı. Tarihi dokusunu yitirmek üzere olan han, 2009 yılında yeniden ayağa kaldırılması için çalışmalara başlandı.

Barutçu Hanı, yaklaşık 9 yılı bulan çalışmaların ardından Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesince 2018’de turizme kazandırıldı. 

Aslına uygun yapılan restorasyonla han, yeniden canlandı. Ancak hanın kente kazandırılması uzun sürmedi.

Restorasyonundan sonra içerisinde kafeterya, restoran gibi işletmeler bulunan ve türkü şölenleri düzenlenen han, 6 Şubat’taki depremlerde hasar gördü. 

Üstüne üstlük kirada tahsil sorunu da yaşanınca tarihi hanın kapısına kilit geçtiğimiz aylarda kilit vurulmuştu. Son hali ise içler acıttı.

DİŞLİ: BAĞIMLILARA AÇILAN PASAKLI BİR SARAYA DÖNÜŞMÜŞ

Eski Şanlıurfa Kent Konseyi Başkanı da olan köşe yazarı Yusuf Sabri Dişli, “Hiçbir yerde tarihi mekanlar bu kadar hoyratça kaderine terkedilmemiştir. Asırlardır ayakta duran Barutçu Hanı'ın kırılan ve örneği baska şehirlerde müzede teşhir edilen "kapı" bağımlılara açılan pasaklı bir saraya dönüşmüş.” dedi.

Editör: Abdullah Toprak