Şanlıurfa'nın önemli sorunlarının başında sağlık konusu geliyor.
Kentte özellikle doktor ve personel eksikliği konusunda problemler yaşanırken, hekim göçü ve sağlıkta kan kaybı sürüyor.
Şanlıurfa’da sağlıkta yaprak dökümünün yaşandığı hastanelerden biri de Harran Üniversitesi Hastanesi. Bu hastaneden son yıllarda alanında tek olan doktorlar birer birer istifa ederek kentten gidiyor veya özel hastanelere geçiş yapıyor.
DOKTORLAR GİTTİ BÖLÜMLER KAPANDI
Harran Üniversitesi’nde yönetimin kendi aralarında yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle son olarak istifa eden doktor Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Güldür oldu. Geçtiğimiz günlerde görevinden ayrılan Prof. Dr. Güldür'ün istifasıyla bölüm de kapandı çünkü Güldür hastanenin tek patoloji doktoru olarak görev yapıyordu.
Daha önce de hastanenin tek Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Sarıkaya istifa etmişti. Sarıkaya’nın yanı sıra Prof. Dr. Hakan Hatipoğlu, Dr. Mehmet Yılmaz, Dr. Mehmet Kolu ve Göğüs Cerrahı Uzm. Doç. Dr. Atalay Şahin de üniversite hastanesinden geçtiğimiz dönemlerde ayrılan isimler arasında bulunuyor.
HASTANE MÜDÜRÜNDEN ELEŞTİRİLERE TEPKİ
Harran Üniversitesi Hastanesi Müdürü Mehmet Veysi Bozdağ da peş peşe yaşanan istifaların ardından eleştirilere sosyal medyadan tepki gösterdi. Urfa’nın sosyal hayatının ve üniversite hastanelerinin ekonomik durumunun birçok ayrılışı tetiklediğine dikkati çeken Bozdağ, çözüm üretmek yerine eleştiri yapmanın husumetten öteye gitmeyeceğini kaydetti. Bozdağ, “Bu konularda çözüm mercisi ise YÖK ve Sağlık Bakanlığıdır. Gerekli sosyal ve mali iyileştirilmeler yapılmalıdır” dedi.
BOZDAĞ: EN KOLAY ŞEY BECERİKSİZLİKLE İTHAM ETMEK
Harran Üniversitesi Hastanesi müdürlüğünü yaklaşık bir yıldır yürüten Mehmet Veysi Bozdağ’ın sosyal medya hesabında yaptığı açıklamalar şöyle:
“Klavye mücahitliği olunca kimseye sıra vermeyen, bir işin ucundan tutmaya gelince üç maymunu oynayanlar ile aynı muhitte yaşıyoruz maalesef. Bu şehirde yapılacak en kolay şey; birilerini beceriksizlikte itham etmektir.
20 yıl önce 25 km uzağa üniversite hastanesi kurulurken sesini etmeyenlerin, bugün de konuşmaya hakkı olmadığı kanaatindeyim. Konu hakkında fikri olmadan, konunun muhataplarını dinlemeden sadece eleştiri yapmak bizi bir yere götürmeyecektir.
Sosyal ve ekonomik koşullar bizler için önemli olduğu kadar tabii ki doktor arkadaşlarımız için de geçerli. Gerek Urfa’nın sosyal hayatı, gerek üniversite hastanelerinin ekonomik durumu birçok ayrılışı tetiklemektedir. Çözüm üretmek yerine eleştiri yapmak husumetten öteye gitmez.
Gerek sivil toplumuyla, gerek siyasilerle birlikte sorunlar masaya yatırılıp çözüm noktasında ortak paydada buluşup kararlı adımlar atılmalıdır. Bu konularda çözüm mercisi ise YÖK ve Sağlık Bakanlığıdır. Gerekli sosyal ve mali iyileştirilmeler yapılmalıdır.
Zira devlet hastanesinde yasal olarak maksimum 2 lira maaş alan biri özelde tam iki (katı) kadar maaş ile iş imkanı bulabilmektedir. Ya da sosyal hayat anlamında farklı alternatifler bulabilmektedirler. Ve en önemlisi tabii ki de ailevi sorunlar ya da istekler.
Bu konuda bilgi almak isteyen herkese gerekli açıklamayı yapabiliriz. Ondan sonraki süreçte eleştirmek tabii ki herkesin hakkı”.