Ben bir Müslümanım, Allah (c.c.)’a teslim olmuş bir insanım. Kazancımı ve yaşamımı Yüce Allah (c.c.)’ın kitabına uygun olarak sürdürmek isteyenlerden biriyim. Bu teslimiyetimi hemen her konuda sergilemek ve devam ettirmek istiyorum. Söz konusu bu teslimiyetimi devletin kanunları ve zoraki olarak uygulanan kuralları bozmamalı diye düşünüyorum.
Kanunlar ve uygulanmakta olan sistem Yüce Allah (c.c.)’a isyan ile mevcut kanunlara saygıyı bir arada barındırmamalıdır. İki arada bir derede bırakmamalı vatandaşları.
Şahsen her şey bir tarafa, Yüce Allah (c.c.)’ın emirleri ve yasakları bir tarafa diyorum. Zoraki bir şekilde Allah-u Teala’ya isyan etmeden önce ölmeyi tercih ediyorum.
Allah (c.c.)’a karşı sergilenmesi gereken teslimiyetin, hayatın her alanında gösterilmesi gereken bir kulluk görevi olduğuna inanıyorum. Çünkü ben Müslümanım ve Allah (c.c.)’ın emirlerine karşı gelmem mümkün değildir. Allah (c.c.)’a karşı çıkmak, emirlerinden herhangi birini istemiyorum demek, ret etmek ya da daha iyi ve daha güzel diye alternatifler üretmeye kalkışmak isyan etmenin en bariz göstergesi olduğunu düşünüyorum.
İsyan etme konusunda muhatabın kim olduğu, meselenin ne olduğu hiç önemli değildir. İsyan isyandır, küfür küfürdür, şirk şirktir, haram haramdır, günah günahtır. Zamana, mekâna ve şahıslara göre değişiklik göstermezler bu olaylar. Kim isyan etmiş ise o asi, kim küfretmiş ise o kâfir, kim şirk koşmuş ise o müşrik, kim günaha tevessül etmiş ise o günahkârdır.
Her insan için en değerli varlık kuşkusuz anneler ve babalardır. Değerleri tartışılamaz. Ebeveyne saygıda, gösterilmesi gereken hürmet ve edepte kusur kabul edilemez. Verdikleri emirlerine karşı gelinemez. İsteklerine yok denilemez.
Buraya kadar tamam…
Ancak annelerin ve babaların istekleri, Yüce Allah’ın istekleri ile çelişecek olursa anne ve babanın istekleri ret edilir, karşı çıkılır, kabul edilemez. Hiçbir konuda Yüce Allah (c.c.)’ın emirlerine karşı gelinemez yani hiçbir şekilde isyana tevessül edilemez. İsyanın mazareti yoktur. Bu böyle bilinmelidir. Tabi bu konu Müslümanlar için vardır. Müslüman olmayanlar isyan edebilir, haramlara istedikleri gibi dalabilir, bu söylediklerimi özerlerine almamaları gerekir diye düşünüyorum.
Şayet anneler veya babalar dini vecibelere karşı çıkmayı, bir harama dalmayı, bir yasağı çiğnemeyi gerekli kılan bir iş, bir işlem emredecek olurlarsa bu emir asla kabul edilerek yerine getirilemez. Annedir, babadır diye tolerans gösterilemez isyan konusunda. Biz bu durumu Kutsal Kitap’ımızdan öğreniyoruz. Şöyle ki; “Biz, insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şayet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim.” (Ankebut/8)
İsyan etme veya haramlara dalma konusunda “Annene ve babana itaat etme!” diyen Yüce Allah, kendisine karşı açılan aleni bir savaşın yani faizin içinde yer almamızı ister mi hiç?
Asla!
Yüce Allah (c.c.)’ın emirlerini (ibadetleri) yerine getirmem gerektiği gibi yasaklarından (haramlardan) uzaklaşmam da gerekmektedir. Namaz kılmam Allah (c.c.)’ın bir emri olarak algılamak zorunda olduğum gibi faizden uzak durmamı da Allah (c.c.)’ın bir emri olarak kabul etmem gerekmektedir. Öyle değil mi? Nasıl ki namazı terk etmem Allah (c.c.)’a isyan olarak değerlendirilmesi gerekiyorsa faize bulaşmam da Allah (c.c.)’a isyan olarak değerlendirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Her Müslüman gibi ben de rızkımı temizden ve helalden kazanmak zorundayım. Çünkü ben Allah (c.c.)’a teslim olmuş bir insanım. Şimdiye kadar çalmadım, çırpmadım, faize bulaşmadım, kumara yanaşmadım, harama göz dikmedim. Terazi ve metre ile de oynamadım. Herkes gibi ben de günün birinde beni yaratan Rabbim’e tüm kazancımdan hesaba çekileceğim. İşte o günün çok çetin olacağından korkuyorum.
O yüzden helalinden, alın teri dökerek, gece gündüz çalışarak, kafa yorarak kazandığım kazancıma / maaşıma faiz bulaştırmak, açılan savaşın bir neferi, bir parçası olmak istemiyorum.
Ben Müslümanım, Allah (c.c.)’a teslim olmuş bir insanım.
Faizli bankalar aracılığıyla maaşımın ödenmesini istemiyorum. Faizli bankalara mecbur bir hayata, bir yönlendirmeye, bir alış verişe razı değilim. Bu minvalde ticari bir hayatı sürdürmek, başkasına para gönderirken, bana para gönderilirken faize bulaşmak istemiyorum. Aslında ben faizli bankalar ile çalışmak istemiyorum. Faizli bankalardan promosyon almak da istemiyorum. Yine faizli bankaların kredi kartını taşımaktan da hicap duyuyorum. Kısacası faizin bulaştığı bir iş, bir hayat, bir düzen, bir sistem, bir kural istemiyorum. Çünkü ben Müslümanım, Allah (c.c.)’a teslim olmuş bir insanım.
Faiz, Allah (c.c.)’a ve Resulü’ne açılmış korkunç ve sonu kesinlikle helak olmayı gerekli ve zorunlu kılan bir savaştır. Kişi eline silah alıp “Ben Allah’ı ve elçisini öldürmeye gidiyorum.” demesi ile faizli işleri tercih etmesi, yürütmesi arasında hiçbir fark yoktur. Yüce Allah (c.c.); “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.” (Bakara/278-279)
Yenilgisi kesin olan Yüce Allah (c.c.)’a ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’e karşı gerçekleştirilen bu savaşta şahsen yer almak istemiyorum. Bu isteğime saygı duyulması bunun için gerekli alt yapının hazırlanması gerektiğine inanıyorum.
Laik devletler Müslüman halkın isteklerini dikkate almak ve sistemlerini bu minvalde düzenlemek zorundadırlar. Başka dinlere mensup insanların faiz konusunda hassasiyetleri olmayabilir. Ancak her Müslümanı'n faize karşı bir alerjilerinin olduğu unutulmamalıdır.
Laik devletlerin görevleri bu.
Mevcut kanunlar zorunlu olarak beni, bizi, aslında hepimizi faizli bankalara, faizli iş ve işlemlere sevk ediyorlar. Bu bir zulümdür, bir bir haksızlıktır. Şahsen her ayın on beşinde maliye binasına gidip maaşımı elden almaya razıyım. Ancak ben faizli bankalar aracılığıyla paranın sevk ve idare edilmesine, zorunlu olarak birer üye yapılmasına asla razı değilim.
Faizli Banka Aracılığıyla Maaşımı almak İstemiyorum
Ben bir Müslümanım,..
Yayınlanma :
12.12.2025 19:57
Güncelleme
: 12.12.2025 19:57
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: