ŞANLIURFA - 23 Mart 1960 yılında Şanlıurfa'da vefat eden İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi'nin kayıp naaşıyla ilgili yıllardır süren girişimler henüz sonuç vermezken, Av. Murat Aydeniz ve Av. Nurullah Küçükoğlu da Nursi'nin vefatının yıldönümünde konuyu yeniden gündeme taşıdı.
Hayatı boyunca sürgün yaşayan Bediüzzaman Said-i Nursî, ömrünün son günlerini Şanlıurfa'da İpek Palas Oteli’nde geçirdi ve 23 Mart 1960 tarihinde burada vefat ettikten bir gün sonra naaşı Dergah Camii’nin bahçesine defnedildi. 27 Mayıs darbesinden kısa bir süre sonra da mezarı parçalanarak cesedi bilinmeyen bir yere götürüldü.
Kayıp naaşın bulunmasıyla ilgili yargı sürecinin de başlatılmasına rağmen, konu henüz netlik kazanmazken Av. Murat Aydeniz ve Av. Nurullah Küçükoğlu da dün Nursi'nin vefatının yıldönümünde bir açıklama yaparak "23 mart 1960 tarihinde Urfa’da misafir iken vefat ettikten 111 gün sonra naaşı, karanlık/gerici zihniyet sahibi çağdaş nebbaşlar (mezar soyguncuları) tarafından çalınarak/gaspedilerek kamuoyunca bilinmeyen bir yere götürülen merhum Bediüzzaman Said-i Nursi/Kurdi’yi, vefatının 62. yıl dönümünde rahmet ve minnetle yad ediyoruz" dedi.
Merhum alim Nursi'nin naaşıyla ilgili talepte de bulunana avukatlar "Uzun yıllardan beri iktidarı ve muhalefetiyle geçmişle yüzleşme/helalleşme çağrılarının yapıldığı herkesin malumudur. Bu itibarla merhum Said-i Nursi/Kurdi’nin naaşının her nerede ise getirilerek, ilk defnedildiği yer olan Urfa Mevlid-i Halil (Dergah) camisi avlusunda bulunan mezarına defnedilmesini, ilgili Makamlardan insani, vicdani ve hukuki saiklerle talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.