Dünya bir imtihan yeridir. Bu imtihanı kazanan da olacak, kaybeden de olacak. Kim İslam’a göre bir yaşam oluşturursa, kim kurallarını İslam’dan edinirse o kurtuldu. Kim de İslam’a rağmen bir yaşam, İslam’a rağmen bir hayat edinirse o da kahroldu. 

Son dönemde kimi insan tarafından sosyal medya platformları özgürlüğün binbir tonunun kullanılan alanlara dönüştürüldü. Ortalık, hesap kitap işinin bu mecralar için olamayacağını düşünen insanlarla doldu taştı. Halbuki sınırsız bir özgürlük hiçbir yerde yoktur. Her bir özgürlük başka bir özgürlüğün kapısında son bulur. Nereden türediler, nereden peydahlandılar, nereden besleniyorlar açıkçası anlayabilmiş, kavrayabilmiş değilim.

Şahısları eleştirmek ile İslam’ı eleştirmek aynı şey değildir. Her insan yanlış yapabilir. Her insan günah işleyebilir. Hatasız ve günahsız insan yoktur dünyada. Müslümanlar tarafından işlenen yanlışların İslam dininin bir gereği olmadığını kabul etmekten başka çaremiz yoktur. Ancak, İslam’a muhalefet etmeyi insanlara muhalefet etmekle eş değerde gören zavallı kimi insan, İslam Dinini hedef tahtasına oturtmakta hiçbir beis görmüyor.   

Bu insanlar, inandığı dine muhalefet etme hakkının olmadığını bilmiyor galiba ya da hoşuna gitmiyor bu vakıa. Belki de cahilliğe vurmanın en kolay yol olduğunu düşünüyordur. Bu vesileyle Müslüman olmak her platformda “Teslim olmak” manasına geldiğini de henüz öğrenebilmiş değil bu kesim. 

Şeytanın ve avanelerinin yardımlarını Yüce Allah’ın yardımı gibi görüyor. Şeytanın yardımıyla söylediği her söze bir kılıf bulmada mahirleşmiş zat-ı âlileri. Kin kusan, düşmanlıkla beslenen fikirlerini gözle görülmeyen seraptan mamul eleştiri dağının arkasına saklıyor sinsice. Böyle yapmakla iyi bir iş kotardığını düşünüyor. 

Sahi ne zamandan beri İslam'ı eleştirmenin adı özgürlük oldu? 

Evet! Bu dünyada özgürlük gibisi yok. En büyük özgürlük İslam’a tabi olmakla mümkündür. Bu özgürlük de herkese nasip olmaz. Unutulmamalıdır ki Müslüman olmak en büyük hürriyettir. Bu hürriyete ulaşamayan insanların bu konuyu anlamalarını beklemek safdilliktir.

Ha! Adam çıkıp dobra dobra dinden feragat ettiğini; Allah'a, dine, peygambere, kitaba inanmadığını söylese, İslam elbisesine muhtaç olmadığını deklare etse ulu orta hiçbir sorun kalmayacak. İnsanlar da ona göre bir pozisyon alacak. O zaman ben de kendisine; “İnandığı dininin gereklerini yerine getiriyor.” diyeceğim. Aba altından sopa göstermek gibi Müslüman adı altında İslam’a saldırmak tam manasıyla bir aymazlıktır, bir hinliktir, bir hainliktir anlayacağınız. 

Değil manasını ve yorumunu bilmek, Fatiha’yı yüzünden dahi okuyamayan, namaz kılmayan bir adam her iki kelimesinden biri “Müslüman” adı altında İslam’ı yaylım ateşine tutması kabul edilebilir değildir. Üstüne üstlük dini Mübini İslam’ı savunduğunu söylüyor olması var ya, parçalıyor yüreğimi, dağlıyor sinemi. Allah'a havale etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.

Bu vesileyle;

Bazı insanların sosyal medyada yazdıkları yazıları, daha ismini görür görmez önce beğenir sonra okurum. Güveniyorum kendilerine. Çünkü; “(İyi) Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir.” (Buhârî, Îman 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îman 64-65) Bu insanların gayelerinde çevredeki insanlara yanlış bir düşünceyi empoze etme gibi bir hedefleri yoktur. Yazdıkları her yazıyla ya bir doğruyu dile getiriyorlardır ya da insanlara ait bir yanlışı izale etmeye çalışıyorlar. Belki de bir ayetten ya da bir hadisten mülhem yazıyorlardır yazdıklarını. Ya bir Müslümanı sevindiriyorlardır ya da ciyak ciyak bağıran bir müşriğin, bir münafığın, bir kafirin kuyruğuna basmışlardır.

Bazı insanlar da vardır ki kendilerine temkinli yaklaşırım, ne olur ne olmaz diye. Sağ gösterip sol vuran kesimden bahsediyorum. Bu gibi karakterlerin önce yazılarını okurum. Dinim, İmanım ve Kur’an’ım açısından herhangi bir yanlışlık veya eksiklik var mı yok mu, önce ona bakarım. Sonra ya beğenirim ya da beğenmeden sayfayı atlar giderim.

Yine bazı insanlar da vardır ki yazılarını neredeyse hiç okumam. Okuma gereği de duymam. İlk cümlesinden son cümlesine kadar kimi hedef aldığı hemen anlaşılır. Zira adam, otomatik silah gibi ya dine sıkıyordur ya imana düşman kesilmiştir ya da Müslümanları hedef tahtasına oturtmaktadır. Adamın elinde başka bir argümanı yok. Başka bir işle de meşgul olmuyor. Zaman zaman değişip değişmediklerini kontrol etmek adına bu tür kişilerin yazılarına baktığım oluyordur. Ancak dine ve Müslümanlara saldırma konusunda şimdiye kadar hiçbir yazılarıyla da beni şaşırtmış değillerdir.