Şanlıurfa İl Kadın Platformu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Şanlıurfa Şubesi’nde yapılan açıklamaya platform üyeleri katıldı.

Yapılan açıklamada, son dönemde kadına şiddetin giderek arttığı ve bu yıl itibariyle 285 kadının öldürüldüğü belirtildi.

“BU YIL 285 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ”

Kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş yaşandığının belirtidiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Kadın cinayetlerinin sayısı Türkiye’de, 2000'li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş görülmüştür. TÜİK, cinsiyet verileri raporunda kadın cinayetlerin verilmediği için basında yer alan kadın cinayetlerini raporlaştıran Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun 2021 verilerine göre 280 kadın, 2022 verilerine göre şimdiye kadar 285 kadın öldürüldü.”

“BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”

Kadınların, İstanbul Sözleşmesi kaldırıldığı ve 6284 sayılı kanun uygulanmadığı için şiddete maruz kaldığının vurgulandığı açıklamada, şunlar belirtildi:

“Artık yeter. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok diyoruz. Bu ülkede/memlekette her gün kadınlar öldürülüyor. Kadınlar, her gün, boşanmak istedikleri için, ‘hayır’ dedikleri için öldürülüyor. Kadınlar, her gün, İstanbul Sözleşmesi kaldırıldığı ve 6284 uygulanmadığı için öldürülüyor. Kadınlar, her gün, ‘aşka karakola git’ “bu şikâyetten bir şey çıkmaz, sen en iyisi vazgeç’, ‘sığınakta yer yok’ diyen kolluk kuvvetleri görevlerini yapmadıkları için, yeterli sığınak ve danışma merkezi açmaya da bütçe ayrılmadığı için şiddete mahkûm ediliyor ve öldürülüyor.

Kadınlar, her gün, savcılar şiddet uygulayan erkekleri değil kadınların yaşam tarzlarını yargılamayı seçtiği için, mahkemeler erkekleri aklamanın sayısız yolunu bulduğu için öldürülüyor.

 Kadınlar, her gün, 15 yaşından küçük çocukların evlendirilmesinde beis görmeyen bir zihniyet altında, cinsel şiddete uğruyor.

Kadınlar, her gün, özellikle krizin getirdiği artan işsizlik ve güvencesizlikle, aile içindeki şiddetten uzaklaşacak geçim kaynağı ve gelecek güvencesi olmadığı için erkek şiddetine mahkûm ediliyor.

Kadınlar, her gün, savaşın ve sınırların gölgesinde, Türkçe konuşmadıkları için veya göçmen oldukları için, doğdukları yerden ötürü şiddete uğruyor; şiddete maruz bırakıldıklarında yasal haklarını arayamadıkları için öldürülüyor.

Gündelik erkek şiddeti ile devletin tüm mekanizmalarının kurduğu suç ittifakı tarafından kadınlar, her gün, işte böyle öldürülüyor”

“YAŞADIKLARI ŞİDDETLE DEĞİL GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ HAYALLERİYLE HABER OLDUĞU BİR DÜNYA İÇİN BURADAYIZ”

“Cinayete varmadan da bizler şiddet veya baskı altında, belirsizlik içinde, her açıdan sömürülerek, yarınımızın ne olacağını bilmeden nefes almak zorunda bırakılıyoruz. Ancak kadınlar sadece öldürüldüklerinde haber oluyor.

Biz ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız! Kadınlar olarak 25 Kasım’da şiddete cinsiyetçiliğe, şavaşa yoksulluğa karşı eşitlik adalet, barış ve özgürlük için alanlarda olacağız.

Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, Kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede. Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz”