ŞANLIURFA - Eğitimciler Birliği Sendikası ( Eğitim-Bir-Sen) Şanlıurfa Şubesi, Öğretmen Meslek Kanununun, beklentileri yeterince karşılamaması ve değişiklik yapılması taleplerine duyarsız kalınması nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan açıklamaya çok sayıda sendika üyesi katılırken, açıklamayı grup adına Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun yaptı.

Coşkun, Öğretmen Meslek Kanununu ile ilgili tepkilerini göstermek için Eğitim-Bir-Sen olarak 81 ilde bugün sendika üyesi eğitimcilerin okullarda ilk derslere girmediğini kaydetti.

Söz konusu kanunun öğretmenlerin beklentilerini karşılayamadığını ifade eden Coşkun, “7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olmanın ötesine geçememiş, öğretmenlerin beklentilerini karşılayamamıştır” dedi.

“ÖĞRETMENLERİN ÖZLÜK HAKLARININ TANIMLANMASINI VE GELİŞTİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”

Coşkun, ilgili kanunun bu hâliyle öğretmenlerin beklentilerini ve toplu sözleşme masasına taşınan talepleri karşılamadığını kaydederek, kanunun ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi dahi hak edecek içerikten yoksun olduğunu ifade etti. Kanundaki eksiklikleri yetkililerin ve kamuoyunun dikkatine sunduklarına değinen Coşkun, “Öğretmenlik mesleğinin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki hüküm dağınıklığının giderilmesi için meslek kanununda ivedi olarak değişikliklerin yapılarak hayata geçirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini istediklerini belirten Coşkun, taleplerini şöyle sıraladı:

“-Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamalar yerine kadrolu istihdamın esas alınmasını istiyoruz. Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının sınav yerine öğretmenlikteki hizmet süresine dayalı olarak kurgulanmasının meslek kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz. İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz. 

Öğretmenlerin atanmadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrımcılık ya da ayrıcalık kusurlarından kurtarmaya dönük hükümleri olmazsa olmaz addediyoruz. 

Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu yöneticiliği ve eğitim liderliğinin meslek kanunu kapsamında düzenlenmesini, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakların da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmasını istiyoruz“.